İstanbul 1. Amatör lig, 5. grupta mücadele eden Semtimizin Aslanları bitime bir hafta kala Şampiyonluğunu ilan etti.

1982-1983 yılları içerisinde 2. Lig'de mücadele eden fakat tutunamayarak 1998-1999 sezonunda amatör lige kadar düşen, tarihi başarılarla, kupalarla dolu Yedikule'miz bugün grubunda şampiyonluğunu ilan ederek Süper Amatör Lig'e yükseldi.

Fatih Mimarsinan Stadında, Fatih Hilalspor ile oynadığımız mücadelede ilk yarının başlarında 2-0 mağlup duruma düşmemize rağmen,

Değerli Yedikule'liler ;

"Yedikule Halkı" adına organize ettiğimiz Cumhuriyet Kutlamamıza Davetlisiniz..

Geçtiğimiz yıl, geniş bir katılımla yaşadığımız Cumhuriyet Coşkusunu bu yıl arttırarak devam ettirmek düşüncesi ile 29 Ekim Cumartesi günü saat 20:30 da Gençağa Sokakta.. Cumhuriyet'te buluşuyoruz.

29 Ekim 1923'te Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" esasına dayanarak ilan ettiği Cumhuriyetimizin 93. yılını, 29 Ekim Cumartesi günü 20:30 da Gençağa sokak Kule Taksi önünde toplanarak, ellerimizde Türk Bayrakları ve Marşlar eşliğinde kutlayacak, Fener Alayımızla Yedikule'mizde kısa bir tur atacağız..

İstanbul Mayıs’ı, Marul Bayramı ile karşılıyor

Fikir Sahibi Damaklar, kaybolan Marul Bayramı geleneğini yeniden canlandırmak için harekete geçti.

1500 yıllık kentsel tarım alanı Yedikule Bostanları için tartışmaların yaşandığı şu günlerde yapılacak şenlik, Yedikule yağlı marulu, Langa hıyarı gibi değerlerimizi gelecek nesillere taşımayı hedefliyor.

Kezban Öztürk 79 yaşında. Kastamonu, Cide doğumlu. Bostancılığa memleketinde başlamış ve tam 55 yıldır bilfiil bostanlarda yaşamış. Dünya onun için bir bahçe olmuş. Geçtiğimiz çarşamba günü dünyasını başına yıktılar. Hem sebepsiz, hem de haksız yere. “Burası tapulu, izinli bostan. ‘Bu mekânı (yıkılan barakayı) yapabilirsiniz’ dediler. Bunu yıkma hakları yoktu onların,” diyor. Bu kadar basit, bu kadar net.
“Dedelerimizden beri bu işi yaparız. Tam 55 sene evvel, ufakken geldim buraya,” diyor “Bari incirleri de yıksalardı da gözümün önünden gitseydi. Adam diktiydi onları, o da öldü.” Çok emek vermişler buraya. Türlü çeşit sebzeler yetiştirmiş, fidanlar dikmişler. “Şimdi biz ne yiyip, içeceğiz? Hırsızlık edip bankaları mı soyalım gari?” diye soruyor. “Biz köylerden geldik buraya. Buradan geçindik, burada durduk. Hükümet acımıyormuş bize.”