Eski eğitimde laboratuvar ön plandaydı. Şimdi ise pek takip edemiyorum. O zamanlarda laboratuvar eğitimi de önemliydi. Eczanelerde eskiden yapma ilaçlar hazırlanırdı. Halkımız eczanemize gelip çoğunlukla yapma ilaç alırdı.
Ecz. Suzan Acunaş
İstanbul'un surlarının bir ucunun bulunduğu ve bizleri tarihle yüzleştiren bir semtteyiz, Yedikule. İç içe sokakların içinden Yedikule merkeze vardığımızda şehrin kalabalığı ve gürültüsünden uzak bir kasaba havasıyla karşı karşıyayız. Her şey eskiye dair özelliğini yitirmeden korunmuş bu semtte. Tabii tarihi Yedikule Merkez Eczanesi de
BİR ASIRLIK ECZANE
Bugün her semtte adım başı Eczaneler karşımıza çıkıyor. Yedikule Merkez Eczanesi hala Yedikulede Merkez eczanesi olarak hizmet veriyor. Eczanenin kuruluşu net olarak saptanmış değil. Fakat Yedikule halkı ve eczanenin sahibi Suzan Acunaş, kuruluşun 1900lü yıllara dayandığını söylüyor. Eczacı Acunaş, Yedikule Merkez Eczanesini 1961 yılında Teofilosun varislerinden devralmış. Eczanenin ilk mekânı Yedikule Trakyalılar Derneğinin bugünkü bulunduğu yerdeymiş, burası yanınca daha sonra karşısında bulunan kılıç kahvesi eczane olarak yapılmış. 1920den beri eskiden içki imalathanesi olan bugünkü yerinde bulunuyor. Eczanenin iç dekorasyonunda o yıllardan bugüne hiçbir değişiklik yapılmamış. Karaağaçtan yapılmış oymalı dolapları ile dolapların üst ve orta kısmında tahta oymadan eczacılığın sembolü olan kupaya sarılı yılan bugüne ait çizgiler taşıyor. Eczanenin arka kısmında hiç bozulmadan duran bir laboratuvar bulunuyor. Laboratuvarın raflarında üzerlerinde hala orijinal etiketleri duran 1851 yılından kalmış şişeler var. Eczanenin Suzan Acunaştan sonra söz sahibi olan kalfası Selahattin Yiğit, bu eczanede en az Acunaş kadar eski. Selahattin Yiğite göre, müşteriler arasında çoğunlukta eskiler ağırlıkta. Onların hala gelmelerindeki neden istekleri dışında gelişiyor. Yılların vermiş olduğu bir bağlılık buraya gelmelerine sebep oluyor. Böylece eczane ve müşteriler arasında bir sevgi bağı oluşmuş. Yedikule Merkez Eczanesinin halk arasında diğer adı, Sevgi Eczanesi olarak geçiyor.
SUZAN ACUNAŞ VE ECZACILIK
Yedikule Merkez Eczanesinin 1920den beri varisi olan Eczacı Suzan Acunaş, Yedikulede bir kadının eczacılık yapmasının başlarda çok zor olduğunu söylüyor: İlk başlarda bir takım sıkıntılar ve olumsuzluklar tabiî ki yaşadım. Ama bu olumsuzluklar çok kısa zamanda düzeldi Acunaş, Erenköy Kız Lisesini bitirdikten sonra bir hastanede görev aldığını ardından da bir eczane ve ilaç deposunda mesul müdürlük yaptığını anlatıyor. Eczacılık yönetmeliklerini takip etmediğini söyleyen Acunaş, Türkiyede eczacılık eğitimi hakkındaki düşüncelerini şöyle belirtiyor: Eski eğitimde laboratuvar ön plandaydı. Şimdi ise pek takip edemiyorum. O zamanlarda laboratuvar eğitimi önemliydi. Eczanelerde eskiden yapma ilaçlar hazırlanırdı. Halkımız eczanemize gelip çoğunlukla yapma ilaç alırdı. Bu bizim eczanelerimizde yaygınlaşmış bir kültürdü. Bugün bunun eğitimi nasıl veriliyor, bilemiyorum. Eczacı Suzan Acunaş, 1940 yılından beri kayıt defterleri, tarihi dolapları, eski ilaç yapmada kullanılan aletleri, kaşelerinin hala eskisi gibi bugün de devam ettiğini söylüyor. Ihlamur, öksürük şurupları, merhemleri aynı düzende ilgi görüyor. Suzan Acunaş, yapma ilaç için gelenlere numara verdikten 1-2 saat sonra ilacınızı alın dediği günleri belirtiyor: Tezgah üzerine dizdiğimiz reçeteleri sırası gelene verirdik. O günleri şimdi sadece anıyorum.Eczanenin çeşitli yerlerden gelen müşterilerinin dışında çevre hastanelerden getirilen reçeteler de yapılıyor. Ermeni Hastanesi, Balıklı Rum Hastanesi ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi bunlardan en eski ve daimi olanları. Eskiden burada müşteriyle olan sevgi bağı nedeniyle ve bu bağı kuvvetlendirmek amaçlı hediyeler, eşantiyonlar dağıtılıyormuş. Ekonomik durumu iyi olmayanlara eşantiyon ilaç veriliyor, ilaç fiyatlarında indirimler yapılıyor ve senede bir gün kıyafet alınıyormuş. Yedikule Merkez Eczanesi, hala maddi yardımlar yapamıyor ama bugün bunların maneviyat açısından meyvelerini topluyor.
GAZETECİ GÖZÜYLE
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Doğan Hızlan, 25 Ocak 2005 Salı günü yayımlanan yazısında Yedikule Merkez Eczanesini şöyle anlatıyor: Yedikulede Atilla Özkırımlının cenaze törenine gittim. Zamanımız vardı, birkaç arkadaşla caddede yürümeye başladık, caddenin sağında bir eczane vitrininde eski aletler dikkatimizi çekti. Göz ucuyla içeriye baktığımızda ahşap dolapların, çocukluğumun eczanelerinde rastladığım kadar eski olduğunu fark etmenin hazzına eriştim. Vitrinde hassas terazi vardı. İçeri girdiğimizde yetkili kişi, bu eczanenin bilinen tarihinin 1920lere dayandığını söyledi. Önce bir başka binada Ermeni bir eczacı işletiyormuş, sonra bir Rum eczacı almış, şimdi de kapıda Suzan Acunaş adı yazılıydı. İçeri girip gezerken, yıllar öncesinin eczanesini anımsadım. Raflardaki şişelerde üzerlerinde el yazısıyla, büyük harflerle yazılmış etiketleriyle bütün ilaçlar duruyordu. Hepsi de sanki bir reçete bekler gibiydiler, eczacı o reçeteye bakıp, bir saat sonra gelin alın diyecekti. Bu süre içinde o şişelerdeki malzeme ile ilaçları hazırlayacaktı Eski iki büyük dolabın raflarında, aklınıza gelen her türlü ilaçta kullanılan madde, yabancı isimleriyle duruyordu. Ahşap dolaplar korunmuş, bir eczanenin, tarihi önemini bize anlatıyordu.
ECZ. ACUNAŞ'IN TABİRİYLE YEDİKULE
Yedikule, İstanbulun en eski semtidir. Marul bahçelerinin, Cambazhanelerin, Tekstil fabrikalarının, Sakal fırçası ve kemer imalathanelerinin, ünlü Balıklı Rum ve Ermeni hastanelerinin, gazinoların sahil boyunda uzun bir kordon boyu olduğu kendi kendine yeten bir yer. Kapı önünde otururken komşuluğun en iyisi yaşanmış, çiçekli bahçelerin olduğu, sokaklarında yumurta savaşlarının yapıldığı sezonluk sinemalarıyla beraber sahilde satılan taze balığı, meyhaneleri ile tanınmış dükkanları hala o güzel eski günleri hatırlatıyor. Yedikulemizde İmrahor Camisi, eskiden uyanıklar manastırıymış. Bu manastırda o zamanlarda bin tane Papaz yetiştirildiği söylenir. Yeraltı camisi, sarnıçları, gizli yolları, soğuk suyu ve surları ile var olmaktadır. Burası anlattığım gibi, darbukalı macuncusu, çanlı yoğurtçusu, leblebicisiyle meşhur bir semttir.
39 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi